3 Haziran 2014 Salı

ARA1002 ARAPÇA 2 10. ÜNİTE KANE ve BENZERLERİ Ders Özeti 02.Haziran.2014.Pazartesi


ARA1002 ARAPÇA 2 10. ÜNİTE KANE ve BENZERLERİ Ders Özeti 02.Haziran.2014.Pazartesi

3 Haziran 2014 Salı, 01:55 tarihinde TC Ahmet Kürşat Özkan tarafından eklendi
ARA1002 ARAPÇA 2 10. ÜNİTE KANE ve BENZERLERİ Ders Özeti
Münevver Sayım, 02.Haziran.2014.Pazartesi


*Kâne ve benzerleri şu fiillerden oluşmaktadır:كَانَ، صَارَ، أَصْبَحَ، أَضْحَى، أمْسَى، ظَلَّ، باتَ، لَيْسَ، مازَالَ، مَا بَرِحَ، ما فَتِئَ، ما انفَكَّ، مادَامَ.


Kâne ve benzerlerinin iki türlü kullanımları söz konusudur: a. Tam fiil olarak, b. Nâkıs fiil olarak:


a. Tam Fiil Olarak Kullanılmaları: Eğer “kâne ve benzerleri”nin anlamlarıhabere ihtiyaç duyulmaksızın fâilleri ile tamam olursa bu durumda tam fiilkabul edilirler. Tam fiiller iş-oluş (hades) ve zamana delâlet ederler. Kâne vebenzerlerinden olan ( مادام، مابَرِحَ، باتَ، ظَلّ، أمْسَى، أضْحَى، أصْبَحَ، صَارَ، كاَنَ ) fiilleri tamfiil olarak da görev yaparlar. Ancak ( ما فَتِئَ، مازَالَ، لَيْسَ ) fiilleri tam fiil olmaz,daima nâkıs fiil olurlar. Kâne ve benzerleri tam fiil oldukları zaman anlamlarınâkıs fiil olarak kullanıldıklarındaki anlamlarından farklı olur ve şu anlamlarıifade ederler:


ÖRNEK;Bulundu, meydana geldi) . كانَ: وُجِدَ، حَصَلَ(Döndü, bir halden başka hâle geçti) . صارَ: رَجَعَ ، انتقل من حال إلى آخرَ


Bu fiillerin tam fiil olarak kullanılmalarını aşağıdaki örnekde inceleyiniz:


ÖRNEK;قال النَّبِيُّ عليه السلامُ: اللَّهم بكَ أصْبَحْنَا وبكَ أمْسَيْنَا وبكَ نَحْيَا وبكَ نَمُوتُ وإليكَ الْمَصيرُ.


(Hz. Peygamber (s.a.) şöyle buyurmuştur: Allahım, senin sayendesabahlıyor, senin sayende akşamlıyor, senin sayende diriliyor, senin sayendeölüyoruz, dönüşümüz sanadır.)Hz. Peygamber’in bu duasında geçen ( أصْبَحْنا،أمْسَيْنا ) fiilleri tam fiilanlamında iş-oluşa ve zamana delâlet etmiştir.


ÖRNEK;Akşama her eriştiğimde kendimi hesaba çekerim.). كُلَّما أمْسَيتُ حاسَبْتُ نَفْسِي


Bu cümlede yer alan أمسيتُ fiili “kâne ve benzerleri”ndendir, tam fiildir,fâille anlamı tamam olmuştur


b. Nâkıs Fiil Olarak Kullanılmaları: “Kâne ve benzerleri” isim cümlesininbaşına geldikleri zaman nâkıs fiil kabul edilmektedir. Çünkü bunlar yukarıdada belirttiğimiz gibi bu durumda iş-oluşa delâlet etmezler; isimleri(merfu‘ları) ile anlamları tamam olmadığı için habere ihtiyaç duyarlar. Budurumda isim cümlesinin yapısını da değiştirirler. Mübtedayı kendilerineisim olarak alır ref‘ eder, haberi de kendilerine haber olarak alır nasbederler.الزِّحامُ شَدِيدٌ) ) “Kalabalık çoktur” anlamındaki cümle mübteda konumunda olanالزِّحامُ) ) ve haber olan ( شَدِيدٌ ) kelimelerinden oluşmuş bir isim cümlesidir. Bucümlenin başına nâkıs fiillerden olan ( كانَ ) getirildiği zaman ( (كانَ الزِّحامُ شَدِيداşeklinde irâb ve anlam yönünden değişikliğe uğramaktadır. Mübteda olanالزِّحامُ) ) kelimesi ( كانَ ) fiilinin ismi olarak zamme ile merfu‘ olmakta, haberkonumunda olan ( شَدِيداً ) kelimesi ise bu fiilin haberine dönüşerek mansûbolmaktadır. Anlamı ise “Kalabalık çoktu” şekline dönüşmektedir. Aşağıdakiisim cümlelerini ve başlarına “kâne ve benzerleri” geldikten sonrakidurumlarını inceleyiniz:


ÖRNEK;(Sıcak şiddetli idi.) . كانَ الحَرُّ شَدِيداً - (Sıcak şiddetlidir.) . 1. الحَرُّ شَدِيدٌ(Meyve olgunlaştı.) . صَارَ الثَّمَرُ نَاضِجاً -(Meyve olgundur.) . 2. الثَّمَرُ نَاضِجٌ(Işık parıldadı.) . ظَلَّ النُّورُ ساطِعاً -(Işık parıldar.) . 3. النُّورُ سَاطِعٌ


KANE ve BENZERLERİ'NİN İSİMLERİNE UYUMU


*Kâne ve benzerleri, diğer fiillerin fâillerine olan uyumları gibi müzekkerlikve müenneslik yönünden isimlerine uyum gösterirler. Meselâ ( الوردُ في الحَدِيقةِمُتَفَتِّحٌ ) “Bahçedeki çiçek açmıştır” anlamındaki bu isim cümlesinin başınaأضْحَى) ) yı getirdiğimiz zaman cümlede mübteda konumunda yer alan ( (الوَرْدُkelimesi ( أضْحَى ) fiilini ismi haline gelmektedir. Kelime müzekker olduğu içinأضْحَى) ) fiili de ona uyarak müzekker siygasında gelmektedir: .( أضحى الوَرْدُ في(الحَدِيقةِ مُتَفَتِّحاًالفاكِهَةُ ناضِجَةٌ) ) isim cümlesinin başına ( صَارَ ) fiilini getirdiğimiz zaman bufiilin ismi konumuna geçen ( الفاكِهَةُ ) müennes olduğu için ( صَارَ ) fiili demüennes olarak gelir ve cümle şu şekle dönüşür:.( (صارَت الفاكِهَةُ ناضِجَةًFiil-fâil uyumunda olduğu gibi, kâne ve benzerleri de isimleri müfredtesniyeveya cemî gelse bile sürekli olarak müfred müzekker veya müfredmüennes olarak gelirlerler. Meselâ ( الحارسانِ مُسْتَيْقِظَانِ ) isim cümlesindemübteda ve haber birbirlerine uyumlu olarak tesniye müzekker (ikil eril)hallerinde gelmiştir. Bu cümlenin başına( أصْبَحَ ) fiilini getirdiğimiz zamanismi konumuna geçen mübteda tesniye olmasına rağmen fiil müfredmüzekker olarak gelir, cümle şu şekle dönüşür: ( أصْبَحَ الحارسان مُسْتَيْقِظَيْنِ ). Aynışekilde ( الممَُرِّضاتُ واقِفاتٌ أمامَ المسُْتَشْفي ) “Hemşireler hastanenin önündeduruyorlar” anlamındaki isim cümlesinin başına ( أمسَى ) fiilini getirdiğimizzaman mübteda ve haber cem-i müennes kelimelerden oluşmasına rağmenfiil tekil gelir, sadece isminin müennes olması sebebiyle müennes olur: ( أمسَتْ(الممَُرِّضاتُ واقِفَاتٍ أمامَ المسُْتَشْفَى


Kâne ve Benzerlerinin Zaman ve Şahıslara Göre Çekimleri


Kâne ve benzerleri çekim yönünden üç gruba ayrılmaktadırlar:1. Tam çekimli (mâzî-muzarî-emir kipleri) olanlar (Tam mutasarrıf):


كانَ) ) fiilinin dışındaki tam çekimli (mutasarrıf) fiiller ( ، بَاتَ، ظَلَّ، أضْحَىأمسَى، أصْبَحَ، صَارَ ) nâkıs fiil oldukları zaman tümü ( صارَ ) anlamını taşır, durumdeğişikliği, oluş ve dönüşüm anlamlarını ifade ederler. Bu fiillerin mâzîmuzârive emir kiplerine göre cümle içindeki kullanımlarına ve anlamlarınadikkat ediniz:ÖRNEK;(Ağacın meyveleri olgundur.) . 1. ثِمَارُ الشجرةِ ناضِجَةٌ(Ağacın meyveleri olgun olur.) . يَكُونُ ثِمارُ الشجرةِ ناضِجَةً(Sen çalışkan bir hocasın.) . 2. أنتَ مُدَرِّسٌ مُجْتَهِدٌ(Çalışkan bir hoca ol.) . كُنْ مُدَرِّساً مُجْتَهِداً


*Kâne ve benzerlerinin başlarına diğer fiillerde olduğu gibi bazı edatlargelebilmektedir. Mâzî fiilin başına gelince kesinlik, mûzarî fiilin başınagelince ihtimal ifade eden ( قَدْ ) edatı, gelecek anlamı ifade eden ve muzârîfiillerin başına gelen ( س، سَوْفَ ) edatları; nefî ve nehiy anlamları ifade edenedatlar ( ما، لا، لَمْ )bu fiillerin başlarına da gelebilir.ÖRNEK;(Üzüm olgunlaşacak.) . 1. سَيَصِيرُ العِنَبُ ناضِجاً(Tacir kâr edecek.) . 2. سَوفَ يُصْبِحُ التاجرُ رابحاً(Problemin çözümü zor olmadı.) . 3. ما كانَت المشُْكِلَةُ صَعْبَةَ ا


2. Sadece mâzî ve muzâri çekimi olan ve devamlılık bildirenler (Nâkısmutasarrıf). Bu fiiller içinde günümüz Arapçasında en çok kullanımı olan ( مازال ) fiilidir, bu fiilin muzârisi genellikle ( لا يَزَالُ ) şeklinde gelir. Devamlılıkbildiren bu fiiller şunlardır:ÖRNEK;ما زَالَ-لا يَزَالُ، ما بَرِحَ-لا يَبْرَحُ، ما فَتِئَ-لا يَفْتَأ، ما انْفَكَّ-لا يَنْفَكُّ.(Kız öğrenciler hâlâ çalışkanlar.) . 1. ما زالَتْ التلمِذاتُ مُجْتَهِداتٍ(Yağmur hâlâ yağıyor.) . 2. لا يزالُ المطََرُ نازِلاً(Çiftçi hâlâ buğdayı saçıyor.) . 3. ما بَرِحَ الفلاحُ يَبْذُرُ القَمْحَ(Çocuk hâlâ öğreniyor.) . 4. ما فتِئَ الغُلامُ يَتَعَلَّمُ


3. Sadece mâzî kipi bulunan fiiller (Câmid).(لَيْسَ، ما دَامَ)


لَيْسَ) ) fiili isim cümlesini olumsuz yapan “câmid” bir fiildir. Mâzî kipindetüm şahıs zamirlerine çekimi yapılabilmektedir. ( العامِلُ نَشِيطٌ ) “İşçi çeviktir”cümlesinin başına bu nâkıs fiili getirdiğimiz zaman ( ليسَ العامِلُ نَشِيطاً ) “İşçiçevik değildir” şeklinde isim cümlesini olumsuz yapmış oluruz.ما دَامَ) ) fiili cümledeki başka bir fiilin zamanını gösteren zaman zarfıdır. “-müddetince, -dığı sürece, -dıkça” gibi masdariyet ve zamam anlamını bildirir.أحِبُّ الطالِبَ مادامَ مُهَذَّباً) ) “Terbiyeli olduğu sürece öğrenciyi severim” örneğindeolduğu gibi.KANE ve BENZERLERİNİN İSİM ve HABERLERİNİN İRABI


*Kâne ve benzerleri fiiller nâkıs fiil oldukları zaman isim cümlelerinin başınagelirler. Bu fiiller isim cümlesinin tüm yapı biçimlerinde başlarına gelir,mübtedayı kendilerine isim alır ref‘ eder, haberi de haber olarak alırnasbederler. Mübtedanın haberden önce veya sonra gelmesi bunların ameletmelerinde hiçbir değişiklik meydana getirmez. Meselâ ( (في البَيْتِ رَجُلٌcümlesinde mübteda nekre olduğu için haberden sonra gelmiştir. Bu isimcümlesinin başına ( كانَ ) nâkıs fiilini getirdiğimiz zaman ( (كانَ في البَيْتِ رَجُلٌşeklinde olur ve mübteda olan ( رَجُلٌ ) kelimesi ( كانَ ) nin ismi olarak merfu‘olur.


*Kâne ve benzerleri isim cümlesinin ögelerinin irabını değiştirmeklebirlikte isim cümlesinde mübteda ve haberin uyumu noktasında hiçbir etkidebulunamazlar. İsimleri ve haberleri müzekkerlik-müenneslik, müfred, tesniyeve cemi olarak birbirlerine uyumlu gelirler.


1. İsim ve haberleri müfred müzekker, müfred müennes veya akılsız varlıkların cemi teksîri olurlarsa; isimleri zamme ile merfu‘ haberleri de fethaile mansûb olur.ÖRNEK;(Ev temiz oldu) . صارَ البَيْتُ نَظِيفاً - (Ev temizdir.) . البَيْتُ نَظِيفٌ(Mühendis faal oldu.) . أصْبَحَتْ المهَُنْدِسَةُ نَشِيطةً – (Mühendis faaldir.) . المهَُنْدِسَةُ نَشِيطةٌ


2. Nâkıs fiillerin isim ve haberleri tesniye müzekker veya tesniyemüennes olursa, isimleri elif ( ا) ile merfu‘, haberleri de cezimli “ya” ( يْ ) ilemansûb olur.ÖRNEK;– (İki oyuncu hızlıdır.) . اللاّعِبانِ سَرِيعانِ(İki oyuncu hâlâ hızlıdırlar.) . لا يَزالُ اللاّعِبانِ سَرِيعَيْنِ(İki kız öğrenci laboratuardadırlar.) . الطالِبَتَانِ مَوْجُودَتَانِ في المخُْتَبَرِ(İki kız öğrenci laboratuardaydılar.) . كانَتْ الطالِبَتان مَوْجُودَتَيْنِ في المخُْتَ


3. Nâkıs fiillerin isim ve haberleri cemî müzekker sâlim olurlarsa, isimleri“vav” ( و) ile merfu‘, haberleri de “ya” ( ِي ) ile mansûb olur. Şayet isimleriakıllı varlıkların cem-i teksiri ise zamme ile merfu‘ olur.ÖRNEK;(Memurlar evlerine dönüyorlar.) . م الموَُظَّفُون عائِدُون إلى بُيُوِ(Memurlar evlerine döndüler.) . م أمْسَى الْمُوَظَّفُون عائِدِينَ إلى بُيُوِ(Çocuklar odada uyuyorlar.) . الأطفالُ نائِمُون في الغُرْ


4. Nâkıs fiillerin isim ve haberleri cem-i müennes sâlim olurlarsa, isimlerizamme ile merfu‘ haberleri de kesra ile mansûb olur.ÖRNEK;(Bayan gazeteciler bakanlık binası önündeler.) . الصَّحَفِيّاتُ حاضِراتٌ أمامَ مَبْنَى الوِزَارَةِما زالَتْ الصَّحَفِيَّاتُ حاضِرَاتٍ أمامَ مَبْنَى الوِزارَةِ.(Bayan gazeteciler hâlâ bakanlık binası önündeler.)


5. Kâne ve benzerleri isimleri ism-i işaret olursa, bu isimler mebnîoldukları için müfred ve cemî durumlarında nâkıs fiilin ismi olarak mahallenmerfu‘ olurlar. Tesnîye durumlarında, diğer tesniye kelimeler gibi elif ( ا) ilemerfu‘ olurlar. ( هذا رجُلُ صالِحٌ ) “Bu salih bir adamdır” isim cümlesinin başınaصارَ) ) fiilini getirdiğimiz zaman cümle ( صارَ هذا رجُلاً صالحِاً ) şeklinde olur. ( (صارَfiilinin ismi olan ( هذا ) işaret ismi mebnî olduğu için mahallen merfu‘olmuştur.هاتانِ الفَلاّحَتانِ نَشِيطَتانِ) ) “Bu iki çiftçi kadın faaldirler” anlamındaki isimcümlesinin başına ( أصبَحَ ) fiilini getirdiğimiz zaman cümle ( أصبَحَتْ هاتانِ الفَلاّحَتانِنَشِيطَتَيْنِ ) şekline dönüşür. ( هاتانِ ) ism-i işareti ( أصبَحَ ) fiilinin ismi ve tesniyeolduğu için elif ( ا) ile merfu‘ olmuştur. Haberi olan ( نَشِيطَتَيْنِ ) kelimesi de “ya”ile mansûbdur.


6. Kane ve benzerlerinin isim ve haberleri “mütekellim yâ”sının dışındabir isme muzaf olmuş “beş isim” olursa ismi vav ( و) ile merfu‘ olur. ( أبُوكَمُوَظَّفٌ مُجْتَهِدٌ ) cümlesinin başına ( كانَ ) fiilini getirdiğimiz zaman cümle ( كانَ أبُوكَمُوَظَّفاً مُجْتَهِداً ) şeklinde olur, ( أبُوكَ ) kelimesi ( كانَ ) nin ismi olarak vâv ( و) ilemerfu‘ olmuştur. ( مُوَظفاً ) kelimesi de haberi olarak fetha ile mansûb olmuştur.

HAZIRLAYAN:MİKDAD

EŞ ANLAMLI KELİMELER1.بَطِيئةً / حركَاتُهُ قَلِيلَةٌ وليسَتْ سَرِيعةً (yavaş)2.أَخْبَارُ / أَنْبَاءُ (haberler)3.اِخْتِرَاعِ / اكْتِشَافِ (icat etti)4.قَرْنٌ / عَصْرٌ (asır)5.مَصْدَرًا / مَنْبَعًا (kaynak)6.يَنْقُلُ / يَحْمِلُ (nakletti, taşıdı)7.يَتَكَلَّمُونَ / يَتَحَدَّثُونَ (konuşuyor)8.أَنْشِطَةٌ / مُمَارَسَاتٌ (faaliyet)9.حَدَّيْنِ / وَجْهَيْنِ (iki yüzlü)10.يَحْرِمُ / يَمْنَعُ (mahrum bırakır)

ZIT ANLAMLI KELİMELER1.(muhalefet) سَلْبِيَّةٌ Xإجَابِيَّةٌ2.(komşuluk, yakınlık) حِوَارِ X عَدَمُ احِوَارِ (uzaklık)3(fazla).مُعْظَمُ X قَلِيلٌ مِنْ (az)4.(kötü) سَيِّئَةٌ X طَيِّبَةٌ (iyi)5.(uyuma)نَوْمِ X صَحْوِ (uyanma)6.(artıyor) تَزْدَادُ X تَقِلُّ (azalıyor)7.(konuşuyorlar) يَتَكَلَّمُونَ X يَسْكُتُ (susuyor)8.(fayda) مُفِيدٌ X مُضِرٌّ (zarar)9.(köy) قَرْيَةٌ X مَدِينَةٌ (şehir)10.(kaygılı, endişeli) قَلَقٍ X شُعُورٌ بِالسُّرُورِ (kaygısız, endişesiz)

TEKİL _ ÇOĞUL1.حَدِيثَةٌ ج أَحْدَاثٌ (hadise)2.نَشِطَةٌ ج أَنْشِطَةٌ (dinç)3.وَجَبَةٌ ج وَجَبَاتٌ (öğün)4.بَارْنَامَجٌ ج بَرَامِجٌ (program)5.أَثَرٌ ج آثَارٌ (eser)6.وَلَدٌ ج أَوْلاَدٌ (çocuk)7.أُمٌّ ج أُمَّهَاتٌ (anne)8.غُرْفَةٌ ج غُورَافٌ (oda)9.صَوْتٌ ج أصْوَاتٌ (zaman)10.مُمَارَسَةٌ ج مُمَارِسَاتٌ (uygulama)

TERCÜME1.دَخَلَ جِهَازُ اتّلْفَازِ كُلَّ بَيْتٍ وَكُلّ غُرْفَةٍ لَدَرَجَةٍ أنَّهُ أصْبَحَ خُبْزًا يَوْمِيًّا يَتَنَاوَلُهُ أفْرَدُ الأُسْرَةِ مَعَ وَجَبَاتِ الطّعَامِA.Televizyon her eve ve her odaya girdi, öyle oldu ki onu aileler yemek öğünlerinde günlük olarak alır hale geldiler.B.Televizyon cihazı aile fertlerinin yemek öğünleri ile birlikte aldıkları günlük ekmek olma derecesinde her eve ve her odaya girdi.C.Televizyon cihazı aile fertlerinin yemek öğünlerinde yedikleri günlük ekmek gibi her eve ve her odaya girdi.D.Televizyon cihazı aile fertlerinin yemek öğünleri ile birlikte seyredecek derecede her eve ve her odaya girdi.E.Televizyon cihazı aile fertlerinin yemek öğünleri ile birlikte aldıkları günlük ekmek oldu, neredeyse her eve ve her odaya girdi. (CEVAP B)

2.كَانَ أفْرَدُ الأُسْرَةِ قَبْلَ دُخُولِ التَّلَفِزْيُونِ إلى البُيُوتِ يَجْلِسُونَ مَعًا لِقَضَاءِ وَقْتِ الْفَرَاغِ، يَسْتَمِعُونَ إلى الأبِ أو الأمِّ أو الْجَدَّةِ مِنْ أمُورِ الحَيَاةِA.Evlere televizyon girmeden önce aileler boş vakti geçirmek için birlikte oturur, hayatın işlerini baba, anne ve nineleriyle tartışırlardı.B.Evlere televizyon girmeden önce aileler boş vakti geçirmek için beraberce çıkar, hayatın işleri ile ilgili olarak babayı ya da dedeyi veya nineyi dinlerdi.C.Evlere televizyon girmeden önce aile fertleri boş vaktin geçirilmesi için birlikte oturur, hayatın işleri ile ilgili olarak baba veya anne ya da nineyi dinlerlerdi.D.Evlere televizyon girmeden önce aile fertleri boş vakitlerinde birlikte oturur, hayatın işleri ile ilgili olarak baba veya anne ya da nineyi dinlerlerdi.E.Evlere televizyon girmeden önce aile fertleri boş vaktin geçirilmesi için birlikte oturur, hayatın işleri ile ilgili olarak baba veya anne ya da nine konuşurken onları sessizce dinlerlerdi. (CEVAP C)

TELEVİZYON

ESKİ ÇAĞLARDA İLETİŞİM UNSURLARI ÇOK YAVAŞTI.HABERLER ÇOK UZUN ZAMAN SONRA ULAŞIRDI.MODERN MEDYA ARAÇLARI İCAT EDİLDİKTEN SONRA DÜNYA KÜÇÜK BİR KÖY HALİNE GELDİ.İNSANLAR OLAYLAR MEYDANA GELDİĞİNDE SEYREDER OLDULAR.

TELEVİZYON YİRMİNCİ YÜZYILIN BULUŞLARININ EN ÖNEMLİLERİNDEN BİRİDİR.BUGÜN TELEVİZYON İLETİŞİM ARAÇLARININ EN ÖNEMLİLERİNDEN BİRİ BİLGİ VE KÜLTÜRÜN,DİMLENME VE EĞLENCENİN BAŞLICA KAYNAĞI OLMUŞTUR.ANCAK O AYNI ZAMANDA BABALAR VE ANNELER İÇİN BİR ENDİŞE KAYNAĞI OLDU.ÇÜNKÜ O BİZE SESİ VE GÖRÜNTÜYÜ BİRLİKTE NAKLEDER.YAKLAŞIK OLARAK HERŞEYİ KENDİ YAPISINDA;İNSANLAR SANKİ ÖNÜNDEYMİŞ GİBİ HARAKET EDRKEN VE KONUŞURKEN GÖRÜRSÜN.BU CİHAZDA HEM FAYDALI HEM DİNE ZARARLI,ADETLERİMİZE VE GELENEKLERİMİZE AYKIRI OLAN ŞEYLERİ GÖRÜRSÜN.

MODERN ÇAĞIMIZDA GECELEYİN TELEVİZYON SEYRETMEK EĞLENCE UNSURLARINDAN BİRİ OLDU.TELEVİZYON EVLERDE BOŞ VAKİT GEÇİRME YÖNTEMİ OLDU.HALA İNSANLAR SİNEMAYA VE TİYATROYA ONU TERCİH EDİYORLAR.ANCAK TELEVİZYON BÜTÜNÜYLE GÜZELLİKLER DEĞİLDİR.AKSİNE İYİ OLMAYAN TARAFLARADA SAHİPTİR.TALAVİZYON İKİ TARAFI KESKİN BİR KILIÇ GİBİ OLDU,ÇOK FAYDALI VE YARARLIDA OLABİLİR,ZARARLI VE YIKICI DA OLABİLİR.TELEVİZYON CİHAZI AİLE FERTLERİNİN YEMEK ÖĞÜNLERİ İLE BİRLİKTE ALDKLARI GÜNLÜK EKMEK OLMA DERECESİNDE HER EVE HER ODAYA GİRDİ.TELEVİZYON ANNE BABANIN YANINDA ÜÇÜNCÜ EĞİTİCİ OLDU.TELEVİZYONUN GÜNLÜK HAYATIMIZDAKİ HAKİMİYETİ ARTIYOR.KÜÇÜKLER ONA BAĞIMLI VE ZAMANININ BÜYÜK ÇOĞUNLUĞUNU ONUN YANINDA GEÇİRİR OLDULAR.EVLERE TELEVİZYON GİRMEDEN ÖNCE AİLE BİREYLERİ,BOŞ VAKİT GEÇİRMEK İÇİN BİRLİKTE OTURUR,HAYATIN İŞLERİ İLE İLGİLİ OLARAK BABA VEYA ANNEYİ YADA NİNEYİ DİNLERLERDİ.TELEVİZYONUN ÇIKMASINDAN SONRA O,BABALARIN DOĞAL ROLÜNÜ ORTADAN KALDIRMAYA ÇALIŞTI VE AİLE FERTLERİ TELEVİZYON PROGRAMLARINI ÖNEMSER OLDULAR.

TELEVİZYONUN ÇOCUKLAR İÇİN OLUMSUZ ETKİLERİ VARDIR.O,ÇOCUĞA KONUŞMAYI DEĞİL SUSMAYI VE AİLEVİ KONUŞMALARA KATILMAMAYI ÖĞRETİYOR.ÇÜKÜ O,SADECE HAREKETLERİ VE GÖRÜNTÜLERİ AKTARIYOR,ÇOCUĞU PSİKOLOJİK VE BEDENSEL GELİŞMESİ İÇİN ZORUNLU OLARAK KABUL EDİLEN OYUN OYNAMAKTAN MAHRUM BIRAKIYOR.AYNI ŞEKİLDE ONU,DERS ÇALIŞMAK VE ANNE BABAYLA KARŞILIKLI KONUŞMAK GİBİ ZORUNLU ÖZEL AKTİVİTELERDENDE YOKSUN BIRAKIYOR.CİHAZ HEM İŞİ YAPAN HEMDE ELEŞTİRENDİR.


Alıntıdır: 
https://www.facebook.com/notes/k%C3%BCt%C3%BCphane-ilahiyat-1-s%C4%B1n%C4%B1f-/ara1002-arap%C3%A7a-2-10-%C3%BCnite-kane-ve-benzerleri-ders-%C3%B6zeti-02haziran2014pazartesi/633865853363116



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder