12 Mayıs 2014 Pazartesi

ARA1002 ARAPÇA II Ünite 7: İşaret İsimleri Ders Notları


ARA1002 ARAPÇA II Ünite 7: İşaret İsimleri Ders Notları


İMAM HATİPLİLER VE İLAHİYATCILAR İÇİN ARABCA DERS ETKİNLİĞİ

https://www.facebook.com/events/452225321572808/
https://www.facebook.com/events/452225321572808/permalink/501843606610979/ den alınmıştır.

Münevver Sayım  12.Mayıs.2014.Pazartesi

ARAPÇA 2 BAHAR DÖNEMİ 7. ÜNİTE ÖZET VE ALIŞTIRMALAR
7.ÜNİTE TERCÜMESİ
BEYAZ ÖKÜZ
RİVAYETETTİLER Kİ:BİR ORMANDA ÜÇ ÖKÜZ VARDI.ONLARDAN BİRİ BEYAZ,DİĞERİ SİYAH,ÜÇÜNCÜSÜDE KIZILDI.BU ORMANDA BİRDE ASLAN VARDI.BU ASLAN,KENDİLERİNİ KORUMADA BİRLİK OLDUKLARI İÇİN BU ÜÇ ÖKÜZE GÜÇ YETİREMİYORDU.BU BİRLİĞİ NASIL YENECEĞİNİ DÜŞÜNMEYE BAŞLADI.
BİR GÜN BUASLAN,AÇLIĞINI GİDEREKCEK BİRŞEY ARAMAK ÜZERE ORMANDA DOLAŞIRKEN,BU KIZIL VE SİYAH İKİ ÇKÜZLE KARŞILAŞTI.BU ÜÇÜNDENBİRİNİ ELE GEÇİRMEK İÇİN BİR KURNAZLIK DÜŞÜNDÜ VE İKİ ÖKÜZE DEDİ Kİ:BU BEYAZ ÖKÜZÜN ARAMIZDA VARLIĞI HEPİMİZ İÇİN TEHLİKE OLUŞTURUYOR.ÇÜNKÜ O BİZİ AVCILARA BELLİ EDİYOR.BENİM VE SİZİN RENKLERİNİZ İSE BİRBİRİNE BENZİYOR.ŞAYET BENİ BIRAKIRSANIZ BEN ONU YERİM;ORMAN BİZİM İÇİN TEMİZ OLUR.BU İKİ ÖKÜZ:BUYUR AL ONU YE!DEDİLER.O DA HEMEN YEDİ.
GÜNLER GEÇTİ ASLAN ŞİDDETLİ BİR AÇLIK HİSSETTİ VE KIZIL ÖKÜZE GELİP ŞÖYLE DEDİ:BENİM RENGİM KESİNLİKLE AYNI SENİN RENGİN GİBİ.BENİ BIRAK ,ORMANINTEMİZLENMESİ İÇİN SİYAH ÖKÜZÜ YİYEYİM.KIZIL ÖKÜZ HAYDİ AL ONU YE DEDİODA ONUYEDİ.SONUNDA ORMANDA SADECE ASLAN İLE KIZILÖKÜZ KALDI.SONRA ASLAN KIZIL ÖKÜZEDEDİKİ:BEN SENİ ŞİMDİ KESİNLİKLE YİECEĞİM.KIZIL ÖKÜZ ÇEVRESİNE BAKINDI VEKENDİSİNİ BU ASLAN KARŞISINDA YAPAYALNIZ BULDU.GEÇMİŞİ VE İKİ ARKADAŞININ KORUMASINDA OLDUĞU GÜNLERİ HATIRLADI.ARAPÇADA MEŞHUR OLAN ŞU DEYİMİ SÖYLAEDİ:BEN KESİNLİKLE BEYAZ ÖKÜZÜN YENDİĞİ GÜN YENDİM.
İŞARET İSİMLERİ
7. ÜNİTE
Türkçede ve Arapçada sıfat ve isim tamlamaların daki öğe dizilimi birbirinin tam tersi bir durum arz ederken, Arapça “İşâret İsimleri” ileTürkçe “İşâret Sıfatları-Zamirleri” arasında tam bir uyumluluk göze çarpar.Bir başka ifade ile Türkçede de, Arapçada da kendisine işâret edilen sözcük,işâret ismi veya işâret sıfatı veya işaret zamiri adını verdiğimiz sözcükten sonra gelir.(Bu kitap) هَذَا الْكِتَابُ(O dergi) تِلْكَ الْمَجَلَّةُ
*Arapça’da yakındaki bir varlığı göstermek için. هَذَا، هَذَانِ، هَؤُلاَءِ، هَذِهِ، هَاتَانِ، هَؤُلاَءِ(Bu, bu ikisi, bunlar),işâret isimleri,isimleri kullanılmaktadır.
*Uzaktaki bir varlığı göstermek için deذَلِكَ، ذَانِكَ، أُولَئِكَ، تِلْكَ، تَانِكَ، أُولَئِكَ (Şu, O, şu ikisi, o ikisi, şunlar, onlar), işâretisimleri kullanılmaktadır.
İŞÂRET İSİMLERİNİN CÜMLEDE KULLANIMI
İşâret İsminin Tek Başına Kullanılması;
1. İşâret İsminin Mübteda Oluşu
İsm-i işâret cümle başında gelip onu takip eden sözcük de nekre veya özelisim veyahutta isim tamlaması şeklinde gelirse bu durumda işâret ismimübteda ve kendisini takibeden sözcük de haber olur.
A. İşâret isminin haberinin nekre bir isim olması:
Yakın İçin Kullanılan İşâret İsimleri
(Bu bir kız öğrencidir). هَذِهِ طَالِبَةٌ (Bu bir öğrencidir). هَذَا طَالِبٌ(Bu ikisi kız çocuğudur) . هَاتَانِ طِفْلَتَانِ (Bu ikisi çocuktur) . هَذَانِ طِفْلاَنِ(Bunlar kadınlardır) . هَؤُلاَءِ نِسَاءٌ (Bunlar adamlardır) . هَؤُلاَءِ رِجَالٌ
Uzak İçin Kullanılan İşâret İsimleri
(Şu bir kız öğrencidir). تِلْكَ طَالِبَةٌ (Şu bir öğrencidir). ذَلِكَ طَالِبٌ(Şu ikisi dergidir) . تَانِكَ مَجَلَّتَانِ (Şu ikisi kitaptır) . ذَانِكَ كِتَابَانِ
*Örneklerin hepsinde başta bulunan ism-i işâretler isimcümlesinin ilk ögesi olması bakımından mübteda ve onu izleyen nekreisimler de haberdir. İsm-i işâretler mebnîdir. Yani cümlenin hangi ögesiolurlarsa olsunlar sonları hiç değişmez. İşaret isimlerinin ikilleri tesniyenini‘râbına tabidirler. Merfu‘luk alametleri elif, mansûbluk ve mecrûrlukalametleri de yâ harfidir.
B. İşâret isminin haberinin özel isim olması:
(Bu Halide’dir) . هَذِهِ خَالِدَةُ (Bu Halit’tir) . هَذَا خَالِدٌ(Bu ikisi Hatice’dir) . هَاتَانِ خَدِيجَتَانِ (Bu ikisi Muhammet’tir) . هَذَانِ مُحَمَّدَانِ(Bunlar Zeyneplerdir) . هَؤُلاَءِ زَيْنَبَاتٌ (Bunlar Halitlerdir) . هَؤُلاَءِ خَالِدُونَ
*Örneklerde başta bulunan ism-i işâret isim cümlesinin ilkögesi olması bakımından mübteda ve onu izleyen özel isim de haberdir.Tesniyelerdeki هَذَانِ sözcüğü mübteda merfu‘luk alameti de elif harfidir.Ondan sonra gelen مُحَمَّدَانِ sözcüğü de haberdir, tesniye olduğu için merfu‘lukalameti elif harfidir.
C. İşâret isminin haberinin isim tamlaması olması:
(Bu, Ali’nin arkadaşıdır) . هَذَا صَدِيقُ عَلِيٍّ(Bu ikisi, Ali’nin oğullarıdır) . هَذَانِ ابْنَا عَلِيٍّ(Bunlar, Ali’nin arkadaşlarıdır) . هَؤُلاَءِ زُمَلاَءُ عَلِيٍّ(Bu, kız öğrencinin arkadaşıdır) . هَذِهِ صَدِيقَةُ الطَّالِبَةِ(Bu ikisi, kız öğrencinin arabalarıdır) . هَاتَانِ سَيَّارَتَا الطَّالِبَةِ
*Örneklerde başta bulunan ism-i işâret isim cümlesinin ilkögesi olması bakımından mübteda ve onu izleyen muzaf durumdaki isim dehaberdir. İsim tamlaması konusunda, tesniye isimler başka bir sözcüğe muzafolduklarında sonlarındaki nun harfinin düşmesi gerekir.
*Mübteda işâret ismi, haberi de insanlar dışındaki varlıkların çoğulu olarakgelirse (gayr-i âkil çoğul) mübteda olan işâret ismi müfret müennes gelir. İsimcümlesinde ve sıfat tamlaması konularında, akılsız çoğulların müfredmüennes muamelisi görmesi gerektiği hususu izah edilmişti.Örnek;
(Bunlar kitaplardır) . هَذِهِ كُتُبٌ(Şunlar arabalardır) . تِلْكَ سَيَّارَاتٌ
(Bunlar babamın kitaplarıdır) . هَذِهِ كُتُبُ أَبِي(Şunlar dekanın arabalarıdır) . تِلْكَ سَيَّارَاتُ الْعَمِيدِ
1. İşâret İsminin Mübteda Dışında Başka Bir Öge Oluşu
*Kendisinden sonra gelen isimde harf-i tarif olmadığında ism-i işâret cümleninmübteda dışında başka bir ögesi de olabilir. Örneğin: جَاءَ هَذَا مِنْ سُورِيَا (Bu,Suriye’den geldi) cümlesinde işâret ismi fâildir. رَأَيْتُ هَذَا فِي السُّوقِ (Bunu çarşıdagördüm) cümlesinde ise işâret ismi, mef’ûlün bihdir. قُلْتُ لِهَذَا (Buna söyledim)cümlesinde ise mecrûr konumundadır. سَيَّارَةُ هَذَا جمَِيلَةٌ (Bunun arabası güzel)cümlesinde de işâret ismi muzâfun ileyh olduğu için mecrûrdur.
İşaret İsminden Sonra Harf-i Tarifli Bir Kelimenin Bulunması
*İşaret isminden sonra gelen harf-i tarifli sözcüğe müşârun ileyh (işâret edilen)denir ve i‘râb yönünden ism-i işârete uyar. Sözgelimi, ism-i işâret fâil veyamübteda konumunda ise müşârun ileyh de merfû, ism-i işâret mef’ûlkonumunda ise müşârun ileyh de mansûb, keza ism-i işâret harf-i cerlemecrûr veya muzâfun ileyh konumunda ise müşârun ileyh de mecrûr olur.
1. Müşârun İleyhe Sahip İşâret İsminin Mübteda Oluşu
*Cümle başlarında kullanılan ism-i işâretler isim cümlelerinin mübtedasıolurlar. Bu işâret isimlerini takip eden harfi tarifli isimler de onların müşârunileyhi olurlar ve onlarla aralarında hem i‘râb bakımından hem de cinsiyet vesayı bakımından uyum söz konusudur.
Yakın İçin Kullanılan İşaret İsimlerinin Mübteda Oluşu
(Bu öğrenci çalışkandır) . هَذَا الطَّالِبُ مُجْتَهِدٌ(Bu iki adam doktordur) . هَذَانِ الرَّجُلاَنِ طَبِيبَانِ(Bu iki otobüs yenidir) . هَاتَانِ الحَْافِلَتَانِ جَدِيدَتَانِ(Bu bayan mühendisler eskidirler) . هَؤُلاَءِ الْمُهَنْدِسَاتُ قَدِيمَاتٌ
*هَذَا الطّالِبُ مُجْتَهِدٌ cümlesinde هَذَا mübtedadır ve onu izleyen harf-i tarifli isimolan müşârun ileyh mübtedaya nicelik, cinsiyet ve i‘râb bakımındanuymuştur. مُجْتَهِدٌ sözcüğü de isim cümlesinin haberidir. Tesniyesi olan هَذَانِالرَّجُلاَنِ طَبِيبَانِ cümlesinde هَذَانِ mübteda olup merfu‘luk alameti tesniye olduğuiçin eliftir. الرَّجُلاَنِ sözcüğü de müşârun ileyh olup mübtedaya uymuştur. طَبِيبَانِsözcüğü de haberdir ve merfu‘luk alameti tesniye olması sebebiyle eliftir.
Uzak İçin Kullanılan İşâret İsimlerinin Mübteda Oluşu
( Şu öğrenci çalışkandır) . ذَلِكَ الطَّالِبُ مُجْتَهِدٌ(Şu iki kapı kapalıdır) . ذَانِكَ الْبَابَانِ مُغْلَقَانِ(Şu bayan öğretmenler zengindir) . أُولَئِكَ الْمُدَرِّسَاتُ غَنِيَّاتٌ(Şu bisikletler pahalıdır) . تِلْكَ الدَّرَّاجَاتُ غَالِيَةٌ
*Diğer tesniye örnekleri de aynı şekilde i‘râb yapılmalıdır. تِلْكَ الدَّرَّاجَاتُ غَالِيَةٌcümlesinde ise تِلْكَ isim cümlesinin mübtedasıdır. Müşârun ileyh gayr-i âkilçoğul olduğu için müennes gelmiştir. غَالِيَةٌ sözcüğü de haberdir ve zamme ilemerfu‘dur.
1. Müşârun ileyhe sahip işâret isminin fâil oluşu
*Fiil cümlelerinde eylemi gerçekleştiren unsur olan fâil, ism-i işâretolabilir. Fâil konumundaki bu işâret isimlerini takip eden harf-i tarifli isimlerde onların müşârun ileyhi olurlar
Yakın İçin Kullanılan İşâret İsimlerinin Fâil Oluşu
(Bu öğrenci geldi) . جَاءَ هَذَا الطَّالِبُ(Bu iki çocuk başarılı oldu) . نَجَحَ هَذَانِ الْوَلَدَانِ(Bu suçlular kaçtılar) . فَرَّ هَؤُلاَءِ الْمُجْرِمُونَ
Uzak İçin Kullanılan İşâret İsimlerinin Fâil Oluşu
(Şu öğrenci başarısız oldu) . فَشِلَ ذَلِكَ الطَّالِبُ(Şu iki masa kırıldı) . اِنْكَسَرَ ذَانِكَ الْمَكْتَبَانِ(Şu doktorlar oruç tuttular) . صَامَ أُولَئِكَ اْلأَطِبَّاءُ
جَاءَ هَذَا الطَّالِبُ cümlesinde جَاءَ fiil ve ondan sonra gelen işâret ismi, fâil veonu izleyen harf-i tarifli isim olan müşârun ileyh fâile nicelik, cinsiyet vei‘râb bakımından uymuştur. Diğer örneklerde de benzer durum sözkonusudur.
1. Müşârun ileyhe sahip işâret isminin mef’ûlün bih oluşu
*Fiil cümlelerinde fâilin yaptığı işten doğrudan etkilenen isim olanmef’ûlün bih ism-i işâret olabilir. Bu mef’ûlün bih konumundaki işâretisimlerini takip eden harfi tarifli isimler de onların müşârun ileyhi olurlar veonlarla aralarında hem i’râb bakımından hem de cinsiyet ve sayı bakımındanuyum bulunur.
Yakın İçin Kullanılan İşâret İsimlerinin Mef’ûlün bih Oluşu
(Bu öğrenciye yardım ettim) . سَاعَدْتُ هَذَا الطَّالِبَ(Bu iki öğrenciyi laboratuvarda gördüm) . رَأَيْتُ هَذَيْنِ الطَّالِبَيْنِ فِي الْمُخْتَبَرِ
Uzak İçin Kullanılan İşâret İsimlerinin Mef’ûlün bih Oluşu
(Şu öğrenciyi anladım) . فَهِمْتُ ذَلِكَ الطَّالِبَ(Şu iki görevliye teşekkür ettim) . شَكَرْتُ ذَيْنِكَ الْمُوَظَّفَيْنِ
سَاعَدْتُ هَذَا الطَّالِبَ cümlesinde سَاعَدْتُ fiil ve ona bitişik olan zamir fâilidir.işâret ismi ise mef’ûlün bihdir ve onu izleyen harf-i tarifli isim olan müşârunileyh mef’ûlün bihe nicelik, cinsiyet ve i‘râb bakımından uymuştur. Diğer örneklerde de benzer durum söz konusudur.
1. Müşârun ileyhe sahip işâret isminin mecrûr oluşu
Gerek fiil cümlelerinde gerekse isim cümlelerinde harf-i cerden sonra gelenisimler mecrûr olurlar. Bu harf-i cerlerden sonra gelen işâret isimleri de mecrûr konumundadırlar.
Yakın İçin Kullanılan İşaret İsimlerinin Harf-i Cerle Mecrûr Oluşu
(Bu öğrenciye selam verdim) . سَلَّمْتُ عَلَى هَذَا الطَّالِبِ(Bu iki ödevi yaptım) . َذَيْنِ الْوَاجِبَيْنِ قُمْ
Uzak İçin Kullanılan İşâret İsimlerinin Harf-i Cerle Mecrûr Oluşu
(O koşuya katıldım) . اِشْتَرَكْتُ فِي ذَلِكَ الجَْرْيِ(Her gün şu iki fakire uğruyorum) . أَمُرُّ بِذَيْنِكَ الْفَقِيرَيْنِ كُلَّ يَوْمٍ(Çocuk şu hasımlardan intikam aldı) . اِنْتَقَمَ الْوَلَدُ مِنْ أُولَئِكَ الخُْصُومِ
سَلَّمْتُ عَلَى هَذَا الطَّالِبِ cümlesinde سَلَّمْتُ fiil ve ona bitişik olan zamir fâildir.عَلَى harf-i cer olup ism-i işâret de mecrûr ve onu izleyen harf-i tarifli isimolan müşârun ileyh mecrûr ism-i işârete nicelik, cinsiyet ve i‘râb bakımındanuymuştur. Diğer örneklerde de benzer durum söz konusudur.
*Bir ism-i işâretin müşârun ileyhi insanlar dışındaki varlıkların çoğulu ise budurumda işâret ismi kural gereği müfret müennes gelir.
(Bu kitapların tümünü okudum) . قَرَأْتُ هَذِهِ الْكُتُبَ كُلَّهَا(Şu evler sel felaketinde çöktü) . اِنْهَارَتْ تِلْكَ الْبُيُوتُ فِي كَارِثَةِ الْفَيَضَانِ
Aşağıdaki örneklerde de görüleceği üzere, bu tür ism-i işâretlerin sonunda yer alan zamirlerin anlama doğrudan bir katkısından söz edilemez. Bu zamirler, konuşmakta olan kimsenin, ‘neyi’ gösterdiğine değil, söz konusu şeyi ‘kime/kaç kişiye’ gösterdiğine zımnî bir atıfta bulunarak, muhatabın tekil-ikil-çoğul oluşuyla ilgili bir fikirverir: ذَلِكَ الْكِتَابُ لِي، ذَلِكُمَا الْكِتَابُ لِي، ذَلِكُمُ الْكِتَابُ لِي، الكِتَابُ لِي، ذَلِكُمَا الْكِتَابُ لِي، ذَلِكُنَّ الْكِتَابُ لِي . (Şu kitap benim). Görüldüğü gibi hepsinin anlamı aynıdır. Buradakifarklılık sadece bu kitabı kime veya kimlere gösterdiğimizdedir. Müennes birvarlığa işâret ettiğimizde de durum aynıdır: تِلْكَ السَّيَّارَةُ لِي، تِلْكُمَا السَّيَّارَةُ لِي، تِلْكُمُالسَّيَّارَةُ لِي، تِلْكِ السَّيَّارَةُ لِي، تِلْكُمَا السَّيَّارَةُ لِي، تِلْكُنَّ السَّيَّارَةُ لِي (Şu araba benim)
*Genel kural olarak ism-i işâretler, kendilerine işâret edilen sözcüklerden öncegelir. Ancak bu kuralın iki istisnası bulunmaktadır:
(1) İsm-i işâretler özel isme (alem) işâret ettiklerinde,
(2) İsm-i işâretler bir isim tamlamasının muzaf öğesine işâret ettiğinde.
Her iki durumda da, ism-i işâretler ilgili sözcüklerin sıfatı olurlar.أَيُّ عَلِيٍّ أَطْوَلُ مِنَ الْآخَرِ؟ / عَلِيٌّ هَذَا أَطْوَلُ.(Hangi Ali daha uzun boylu? / Bu Ali daha uzun)زَارَنِي مُحَمَّدٌ هَذَا بِمَكْتَبِي فِي الخَْامِسَةِ.(Bu Muhammed beni ofisimde saat beşte ziyaret etti)رَأَيْتُ سَالِمًا هَذَا فِي الْمَكْتَبَةِ بِالْأَمْسِ.(Bu Salim’i dün kütüphanede gördüm)سَيَّارَتُكَ هَذِهِ أَسْرَعُ مِنَ الَّتِي بِعْتَهَا فِي الشَّهْرِ الْمَاضِي.(Senin bu araban, geçen ay sattığın arabadan daha hızlı)عَامِلُكَ هَذَا غَائِبٌ مُنْذُ بِضْعَةِ أَيَّامٍ.(Senin bu işçin birkaç gündür ortalıklarda yok)
*Eğer bu cümlelerdeki özel isim ve muzaf olan sözcükler ism-i işârettensonra gelecek olsa bu durumda işâret isimleri mübteda ve bu özel isim vemuzâflar haber olurdu. (Bu, Ali’dir) هَذَا عَلِيٌّ ve (Bu, senin arabandır) هَذِهِ سَيَّارَتُكَ cümlelerinde olduğu gibi.
HAZIRLAYAN:MİKDAD
ARAPÇA KELİMELER (7. ÜNİTE)
EŞ ANLAMLI KELİMELER
1.أَجْمَةٌ / غَابَةٌ (orman)
2.أَسَدٌ / لَيْثٌ (aslan)
3.يَقْدِرُ / يَستَطِيعُ (gücü yetmek)
4.وَحْدَةٌ / اِتِّحَادٌ BİRLİK,İTTİHAT
5.يَتَوَجَّلُ / يَتَنَزَّهُ (dolaşıyor)
6.مُتَمَاثِلَةٌ / مُتَشَابِهَةٌ (benzer)
7.دُونَكَ / خُذْ (al)
8.مَضَتِ / مَرَّتْ (geçti)
9.جَاءَ / أَتَى (geldi)
10.تَلَفَّتَ / نَظَرَ (baktı)
ZIT ANLAMLI KELİMELER
1.(beyaz) أَبْيَاضُ X أَسْوَدُ (kara)
2.(hatırladı) تَذَكَّرَ X نَسِيَ (unuttu)
3.(al) دُونَكَ X أَعْطِ (ver)
4.(ağır) شَدِيدٌ X خَفِيفٌ (hafif)
5.(geldi) جَاءَ X ذَهَبَ (gitti)
6.(aynı) مُتَمَاثِلَةٌ X مُخْتَلِفَةٌ (çeşitli)
TEKİL _ ÇOĞUL
1.ثَوْرٌ ج ثِيرَانٌ (öküz)
2.نَفْسٌ ج أَنْفُسٌ NEFİSLER
3.صَيَّادٌ ج صَيَّادِينَ (avcı)
4.لَوْنٌ ج أَلْوَانٌ (renk)
5.يَوْمٌ ج أَيَّامٌ (gün)
6.أَجَمَةٌ ج أَجَمَاتٌ (orman)
7.أَسَدٌ ج أُسْدٌ (aslan)
8.أَنَا ج نَحْنُ (ben)
9.تِلْكَ ج أُولَئِكَ (o, şu)
10.غَابَةٌ ج غَابَاتٌ (orman)
11.شَيْءٌ ج أَشْيَاءٌ (şey)
12.حِيلٌ ج حِيَلٌHİLELER
13.خَطَرٌ ج أَخْطَارٌ (tehlike)
14.عِبَارَةٌ ج عِبَارَاتٌİFADELER
TERCÜME
1.ذَاتَ يَوْمٍ، عِنْدَمَا كَانَ يَتَجَوَّلُ هَذَا الْأَسَدُ فِي تِلْكَ الْغَابَةِ يَبْحَثُ عَنْ شَيْءٍ يَسُدُّ رَمَقَهُ صَادَفَ هَذَيْنِ الثَّوْرَيْنِ الأَحْمَرَ وَ الْأَسْوَدَ
A. Bir gün ormanda dolaşan bu aslan kızıl ve siyah bu iki öküzle karşılaştı.
B.Bir gün ormanda dolaşan bu aslan açlığını giderecek bir şeyler ararken bu kızıl ve siyah iki öküzle karşılaştı.
C.Bir gün bu aslan, açlığını giderecek bir şey aramak üzere o ormanda dolaşırken bu kızıl ve siyah iki öküzle karşılaştı.
D.Bir gün ormanda yiyecek aramak için dolaşan bu kızıl ve siyah iki öküz bu aslanla karşılaştı.
E.Bir gün bu aslanla karşılaşan bu kızıl ve siyah iki öküz ormanda açlıklarını giderecek bir şey aramak için dolaşıyorlardı. (CEVAP B)
2.مَضَتِ الْأَيَّامُ، وَشَعَرَ الْأَسَدَ بِجُوعٍ شَدِيدٍ فجَاءَ إِلَى الثَوْرِ الْأَحْمَرِ وَ قَالَ لَهُ:" إِنَّ لَوْنِي هَذَا مِثْلُ لَوْنِكَ "
A.Günler maziye karıştı ve aslan şiddeti bir açlık hissetti ve kızıl öküze gelip şöyle dedi: ‘Benim bu türüm senin türün gibidir’
B.Günler geçtikten sonra aslan çok acıktı ve kızıl öküze gelip şöyle dedi: ‘Benim rengim senin rengin gibi’
C.Günler geçti ve kızıl öküz şiddetli açlık hissedince aslana geldi ve şöyle dedi: ‘Benim bu rengim senin rengin gibi’
D.Günler geçti,derken aslan şiddetli bir açlık hissetti ve kızıl öküze gelip şöyle dedi: ‘Hiç şuşkun olmasın benim bu rengim aynı senin rengin gibi’
E.Günler geçiyor ve aslan şiddetli açlık hissedince kızıl öküze gelir ve şöyle der: ‘Şüphesiz senin bu rengin benim rengim gibi’ (CEVAP D)
Alıntı: Maltepe İmamet ve Hitabet Araştırma Vakfı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder