26 Mayıs 2014 Pazartesi

ARA1002 ARAPÇA II Ünite 9: İnne ve Benzerleri Ders Notları 26.Mayıs.2014.Pazartesi

ARA1002 ARAPÇA II Ünite 9: İnne ve Benzerleri Ders Notları
Münevver Sayım26.Mayıs.2014.Pazartesi

İMAM HATİPLİLER VE İLAHİYATCILAR İÇİN ARABCA DERS ETKİNLİĞİ

İNNE ve BENZERLERİ
*“İnne ve ehavâtuhâ: İnne ve benzerleri” “amil” olan harflerdendir. Kendibaşlarına anlamları olmamakla birlikte isim cümlesinin başına gelirler,mübtedayı kendilerine isim olarak alır nasb eder, haberi de haberleri olarakalır ref‘ ederler. İsim cümlesine her biri ayrı bir anlam kazandırır.

*“İnne ve benzerleri” Arapçada “el-hurûfu’l-müşebbehe bi’l-fiil: fiilebenzeyen harfler” adıyla da anılmaktadır. Çünkü bunlar fiil gibi üç ve dahafazla harflidirler ve fetha üzerine mebnîdirler. Anlam yönünden cümle içindefiile benzer anlamlar taşırlar. Pekiştirme, kesinlik, mastara dönüştürme,benzetme, düzeltme-doğrultma, olması mümkün olan şeyi veya olmasımümkün olmayan şeyi isteme gibi anlamları ifade ederler. Bu harflere, isimcümlesinin başına gelerek mübtedayı kendilerine isim alarak nasb etmeleri,haberi de haber olarak almaları ve merfu‘ yapmaları sebebiyle “nevâsih:hükmü kaldıranlar/değiştirenler” de denir.

“İNNE ve BENZERLER'NİN TANIMI ve GÖREVLERİ

*Arapçada isim cümlesinin başına gelerek onun yapısını ve anlamınıdeğiştiren “kâne ve ehevâtuhâ” gibi nâkıs fiiller ve bir takım harfler vardır.“İnne ve ehevâtuhâ/İnne ve benzerleri” adı verilen harfler isim cümlesininbaşına gelerek yapısını değiştiren harflerdendir. “İnne ve ehêvâtuha”, “elhurûfu’l-müşebbehe bi’l-fiil”, “el-hurûfu’n-nevâsih” adı verilen bu harflerşunlardır:(إنَّ ، أنَّ ، كَأَنَّ ، لكِنَّ ، لَيْتَ ، لَعَلَّ)

*Bu harfler isim cümlesinin başına gelerek mübtedayı kendilerine isimolarak alır nasb eder, haberi de haberleri olarak alır ref‘ ederler. ( (العِلْمُ نُورٌ“İlim ışıktır” anlamındaki bu isim cümlesi mübteda olan ( العلمُ ) kelimesi ilehaber olan ( نُورٌ ) kelimelerinden oluşmaktadır. Bu cümlenin başına buharflerden ( إنّ )yi getirdiğimiz zaman cümle şu şekle dönüşmektedir: ( إنّ العِلْمَنُورٌ ) “Muhakkak ilim nurdur”. Bu durumda ( العلمُ ) kelimesi ( إنّ ) nin ismi olarakmansûb olmakta, ( نُورٌ ) kelimesi de haberi olarak merfû‘ olmaktadır.

ÖRNEK;1. اللهُ غَفُورٌ رَحِيمٌ إنّ اللهَ غَفُورٌ رَحِيمٌ.2. الخَبَرُ صَحيحٌ ليتَ الخَبَرَ صَحيحٌ

İNNE ve BENZERLERİ'NİN CÜMLEYE KAZANDIRDIKLARI ANLAMLAR

إِنَّ) ): Te’kit ve pekiştirme (tahkîk ve te’kîd) edatıdır. İsim cümlesininanlamını tekit eder ve pekiştirir. Cümlenin anlamına “muhakkak, kesinlikle,şüphesiz, gerçekten, elbette” gibi anlamlar katar. Genellikle bu harfmuhatabın o konuda şüphe içinde olması, kafasının karışık olmasıdurumunda veya olayın önemini vurgulamak için kullanılır. Bu harf ilecümleye doğrudan başlanılır. Meselâ, ( الجَمَلُ صَبُورٌ ) “Deve sabırlıdır”anlamındaki isim cümlesinin başına ( إنَّ ) harfini getirdiğimiz zaman cümle ( إنّالجَمَلَ صَبُورٌ ) “Kesinlikle deve sabırlıdır” şekline dönüşmektedir. Mübtedayıkendisine isim olarak alıp nasb etmekte, haberi de haber olarak alıp ref‘etmektedir.ÖRNEK;Muhammet elbette öğrencidir. . 1. مُحَمَّدٌ طالِبٌ. إنّ مُحَمداً طالِبٌ
أَنَّ): Bu harf de ( إِنَّ ) gibi te’kit ve pekiştirme harfıdir. Ancak bu harf ( (إِنَّharfinden farklı olarak başına geldiği isim cümlesinin anlamını mastaraçevirir, onu anlam yönünden cümle olmaktan çıkarır. Bu sebeple bu harf biranlam ifade eden cümlenin başında bulunmaz, ismi ve haberiyle birliktebaşka bir cümlenin unsuru haline dönüşür. ( أَنَّ ) isim cümlesinin anlamınıbaşka cümleye bağlarken “-dığı, dığını, -eceği” gibi bağlaç görevi görür. ( (أَنَّnin isim ve haberinden oluşan cümleye “masdar-ı müevvel, te’villi mastar”denir. Bu yapı Arap dilinde cümlelerin anlamına derinlik ve genişlikkazandıran, kullanımı çok yaygın olan bir yapıdır. Meselâ, ( (علِيٌّ ذاهِبٌ إلى السُّوقِ“Ali çarşıya gidiyor” cümlesinin başına ( أَنَّ ) yi getirdiğimiz zaman bu cümleأنّ علِيّاً ذاهِبٌ إلى السّوقِ) ) “Ali’nin çarşıya gitmesi” şeklinde mastara dönüşür vetek başına bir anlam ifade etmez. Başka bir ana cümleye bağlamamız gerekirve şöyle deriz:, ( رأيتُ أنّ عليّاً ذاهِبٌ إلى السُّوقِ ) “Ali’nin çarşıya gittiğini gördüm.”

ÖRNEK;Yazın sıcaklık şiddetlidir. . 1. الحَرُّ شَدِيدٌ في الصَّيفِYazın sıcağın şiddetli olduğunu hissettim. . شَعَرتُ أنّ الحَرَّ شَدِيدٌ في الصّيفِ

كَأَنَّ): Teşbih (benzetme) edatıdır, cümleye “güya, sanki, -mış gibi”anlamlar kazandırırır. İsmini haberine benzetme görevi görür. Meselâ ( الجُنْدِيُّأسَدٌ ) “Asker aslandır” anlamındaki bu cümlenin başına ( كَأَنَّ ) edatınıgetirdiğimiz zaman cümle ( كَأَنّ الجُنْدِيَّ أسَدٌ ) “Asker sanki aslandır” anlamınabürünmektedir.

ÖRNEK;Kitap sanki arkadaştır. . 1. الكِتابُ رَفِيقٌ. * كأَنَّ الكِتابَ رَفِيقٌAy sanki kandildir. . 2. القَمَرُ مِصْبَاحٌ. * كأَنَّ القَمرَ مِصْبَاحٌ

لكِنَّ):Bu harf istidrak (hatayı düzeltmek, telafi etmek) içindir, “lakin,ancak, fakat” anlamlarını ifade eder. Birbirine ters olan iki hüküm arasındayer alır, önceki cümlenin ifade ettiği anlamın yanlış anlaşılmasını önlemekiçin o hükmü düzeltir. Bu sebepten dolayı doğrudan cümleye bu harf ilebaşlanılmaz. Meselâ, (. حَضَرَ الطلابُ. سَلِيمٌ غائِبٌ ) “Öğrenciler geldi. Selimyoktur.” cümlelerini ( لكنّ ) ile birleştirdiğimiz zaman şu şekledönüşmektedirler: (. حضَرَ الطلابُ لَكِنَّ سَلِيماً غائِبٌ ) “Öğrenciler geldiler ancakSelim yok.” Birinci cümlede anlatılan durum ikinci cümle ile düzeltilmiştir.

ÖRNEK;1. الجَوُّ مُمْطِرٌ.الشمسُ مُشْرِقَةٌ. * الجوُّ مُمْطِرٌ لكنّ الشمسَ مُشْرِقَةٌ.

Hava yağışlıdır, ancak güneş ışık saçıyor.

لَيْتَ):Temenni içindir, “keşke” anlamını içerir. Bu harf olması mümkünolmayan veya olması çok zor olan şeyleri temenni etmek için kullanılır.Meselâ ihtiyar biri gençliğinin geri gelmesini dilediğinde şöyle der: ( لَيْتَالشَّبَابَ يَعُودُ يَوْماً ) “Keşke bir gün gençlik geri dönse.”

ÖRNEK;Keşke meyve olgun olsa. . 1. الفاكِهَةُ ناضِجَةٌ. * ليتَ الفاكِهَةَ ناضِجَةٌ

لَعَلَّ): Terecci (ümit etme) veya işfak (acıma, şefkat gösterme) içinkullanılır. Sevilen işlerin yapılmasını istemeyi, çirkin, zor işlere bulaşmaktansakındırmayı ifade eder. Meselâ, ( المرَِيض نائِمٌ ) “Hasta uyuyor” cümlesininbaşına bu harfi getirirsek( لَعَلّ المرَِيضَ نائِمٌ ) “Keşke hasta uyusa” şekline dönüşür.

ÖRNEK;Umulur ki ev caddeye yakındır. 1. المنَْزِلُ قَرِيبٌ مِنْ الشارعِ. * لَعَلّ المنَْزِلَ قَرِيبٌ مِنْ الشارعِ

*“İnne ve benzerleri” diğer harfler gibi mebnî’dirler; sonları asla değişmez.Ayrıca başına geldiği isim cümlesine müzekkerlik-müenneslik, müfred, tesniyeve cemî olma yönünden uymaz, sürekli aynı yapıda gelirler. İsim vehaberlerine uyum göstermezler. Ancak başına geldikleri isim cümlelerinin,inne ve benzerlerinin ismi ve haberine dönüşen mübteda ve haberi arasındakiuyum bu dönüşümden sonra da devam eder.

“İNNE ve BENZERLERİ'NİN İSİM ve HABERLERİNİN İRABI

1. “İnne ve Benzerleri”nin ismi ve haberi, müfred müzekker, müfredmüennes veya cem-i teksir olursa ismi fetha ile mansûb olur, haberi zammeile merfû olur. ( الحارسُ مُتَيَقِّظٌ ) “Bekçi uyanıktır” cümlesinin başına ( أنّ ) harfinigetirdiğimiz zaman cümle, ( أنّ ) cümle başında yer alamayacağından dolayıeklediğimiz ( رَأَيْتُ ) fiiliyle beraber ( رَأَيْتُ أنَّ الحارِسَ مُتَيَقِّظٌ ) “Bekçinin uyanıkolduğunu gördüm” şekline dönüşür. Bu durumda ( الحارِسَ ) kelimesi ( أنّ ) ninismi olarak fetha ile mansûb olmuş, ( مُتَيَقِّظٌ ) kelimesi de haberi olarak zammeile merfû olmuş olur. Müfred müennes ve cem-i teksir kelimelerden oluşan şuörnekleri inceleyiniz.

ÖRNEK; Kesinlikle bayan öğretmen faaldir. . المعَُلِّمَةُ نَشِيطةٌ. * إنّ المعَُلِّمَةَ نَشِيطةٌ

2. “İnne ve benzerlerinin ismi ve haberi tesniye müzekker veya tesniyemüennes olursa ismi “ya” ( يْ ) ile mansûb, haberi elif ( ا) ile merfû olur. Meselâالتِّلْمِيذَتانِ واقِفَتانِ أمامَ غُرْفَةِ الأستاذِ) ) “İki kız öğrenci hocanın odası önündeduruyorlar” isim cümlesinin başına ( لَعَلَّ ) yi getirdiğimiz zaman cümle( لعَلّالتلمِيذَتَيْنِ واقِفَتَانِ أمام غُرْفَةِ الأستاذِ ) “Belki de iki kız öğrenci hocanın kapısı önündeduruyorlar” şekline dönüşür. Bu durumda ( التِلمِيذَتَيْنِ ) kelimesi ( لعَلّ ) nin ismiolarak “ya” ( يْ ) ile mansûb, ( واقِفَتَانِ ) ise haberi olarak elif ( ا) ile merfûdur.

ÖRNEK;العاملانِ واقِفانِ أمام المصَْنَعِ. * رأيْتُ أَنّ العامِلَيْنِ واقِفانِ أمامَ المَصْنَعِ.İki işçinin fabrikanın önünde durduğunu gördüm.

3. “İnne ve benzerleri”nin ismi ve haberi cem-i müzekker sâlim olursa,isimleri “ya” ( ِي ) ile mansûb, haberi vav ( و) ile merfû olur. ( المدَُرِّسون ماهِرُون فيمِهْنَتِهم ) “Hocalar işlerinde yeteneklidir” cümlesinin başına ( إنّ ) harfinigetirerek tekrar yazdığımız zaman cümle şu şekle dönüşmektedir: ( إنَّ الْمُدَرّسِينَماهرونَ فِي مِهْنَتِهِم ) “Muhakkak hocalar işlerinde yeteneklidir.” Bu cümledeالمدَُرِّسِين) ) kelimesi ( إنّ ) nin ismi olarak sakin “ya” ( ِي ) harfi ile mansûb, ( (ماهِرُونَkelimesi de haberi olarak vav ( و) harfi ile merfû olmuştur.

ÖRNEK;الموَُظَّفُون واقِفُون أمامَ الموَْقِفِ. * أظُنُّ أنّ الموَُظَّفِين واقِفُون أمامَ الموَْقِفِ.Memurların durağın önünde durduklarını zannediyorum

4. “İnne ve benzerleri”nin ismi ve haberi cem-i müennes sâlimkelimelerden oluşursa ismi kesra ile mansûb olur, haberi de zamme ile merfû‘olur. ( الصَّحَفِياتُ مُنْتَظِراتٌ عِندَ البابِ ) “Bayan gazeteciler kapıda bekliyorlar”cümlesinin başına ( لَعَلَّ ) harfini getirdiğimiz zaman cümle ( لَعَلّ الصّحَفِيّاتِ مُنْتَظِراتٌأمامَ البابِ ) şekline dönüşmektedir. ( الصحَفِيّاتِ ) kelimesi ( لَعَلَّ ) nin ismi olarakkesra ile mansûb, ( مُنْتَظِرَاتٌ ) kelimesi haberi olarak zamme ile merfû‘dur.

ÖRNEK;Umulur ki kızlar gayretlidirler. . الفَتَياتُ مُجِدّاتٌ. * لَعَلَّ الفَتَياتِ مُجِدّاتٌ

5. İsim cümlesinde mübteda merfû‘ munfasıl zamiri olursa, böyle bir isimcümlesinin başına “inne ve benzerlerinden biri geldiği zaman, zamirdenoluşan mübteda “mansûb muttasıl zamiri” olarak “inne ve benzerleri”nebitişir. ( إنّ ) harfine merfû‘ munfasıl zamirinin bitişmesi şu şekilde gerçekleşir.ما هُنَّ-إنّهُنَّ ا هما-إّ مُ هِي-إّ ما هُمْ-إَّ هُوَ-إنّهُ هما-إَّأنتَ-إنّكَ أنْتُما-إنّكما أنْتُمْ-إنّكُمْ أنتِ-إنّكِ أنتُما-إنّكُما أنْتُنّ-إنّكُنَّ أنا-إنّني نَحْنُ-إنّنا.Mütekellim zamiri (birinci tekil şahıs zamiri) “inne ve benzerleri”nebitiştiği zaman aralarına kaynaştırma harfi olarak nûn-u vikâye girer.أنا-لكِنَّنِي أنا-لَعَلَّنِي أنا-لَيْتَنِيهِيَ كاتِبَةٌ) isim cümlesinin başına ( أنّ ) harfini getirdiğimiz zaman cümle ( أظُنُّا كاتِبَةٌ أَّ ) “Onun yazar olduğunu zannediyorum” şekline dönüşür. ( أنَّ ) ye bitişenismi konumundaki ( ها ) zamiri, zamir olduğu için mahallen mansûbdur. ( (كاتِبَةٌkelimesi haberi olarak zamme ile merfû‘dur.

“İNNE ve BENZERLERİ İSİMLERİNİN HABERLERİNDEN ÖNCE GELMESİ

“İnne ve benzerleri”nin ismi kendilerinden önce gelemez (tekaddümedemez). Ancak inne ve benzerlerinin haberi isimlerinden önce gelebilir.1. “İnne ve benzerleri”nin haberi câr-mecrûr veya zarf olur, ismi demarife olursa, haberinin isminden önce gelmesi caizdir (isminden sonragelmesi de mümkündür). Meselâ ( إنّ في التّأنيِّ السّلاَمَةَ ) cümlesinin haberikonumundaki ( في التّأنِي ) ismi olan ( السّلامةَ ) den önce gelmiştir. Bu cümleyi şuşekilde söylemek de caizdir: ( .(إنّ السلامَةَ في التّأنيِّ

2. a. “İnne ve benzerleri”nin haberi câr-mecrûr veya zarf olur ismi denekre olursa haberinin isminden önce gelmesi vaciptir. ( (إنّ فَوْقَ الشجَرَةِ عُصْفُوراًörneğinde ( إنّ )nin ismi olan ( عُصْفُوراً ) kelimesi nekre olduğu, haberi ( (فوقَ الشجَرَةِde zarf olduğu için haberinden sonra gelmiştir. ( إنّ في البيتِ رَجُلاً ) örneği debunun gibidir.

b. “İnne ve benzerlerinin isminde haberine dönen bir zamir bulunur saisminin haberinden sonra gelmesi vaciptir. ( ا إنّ في المحَْكَمَةِ قُضاَ ) “Elbettemahkemede hâkimleri vardır” cümlesinde ( ا قُضاَ ) kelimesi ( إنّ ) nin ismidir,haberi ( في المحَْكَمَةِ ) kelimesine dönen ( ها ) zamirini taşıdığı için ismininhaberinden sonra gelmesi vaciptir. ( (لَعَلّ حَولَ المدَْرَسَةِ حارِسَها)، (إنّ في البَيْتِ صاحِبَهُörneklerinde de ( إنّ )nin isminde haberine dönen zamir olduğu için haberindensonra gelmiştir.

انّ)nin HEMZESİNİN KESRA ve FETHA OKUNDUĞU YERLER

انّ)nin hemzesi şu durumlarda kesra okunur:

انّ) . 1 ) tek başına anlam ifade eden bir cümlenin (sözün) başında yer aldığı zaman. ( إنّ الكِتابَ مُفِيدٌ)، (إنّ العَدلَ أساسُ الملُْكِ)، (إنّ الحَياءَ مِنْ الإيمانِ ) örneklerindeolduğu gibi.

قول) . 2 ) kelimesi ve bundan türemiş olan fiil ve isimlerden sonra gelirse.قُلْ إنّ الحَقّ واضِحٌ) ) “De ki, hak açıktır” cümlesinde ( انّ ) harfi ( قُلْ ) emir fiilindensonra gelmiştir.

.3. Sıla cümlesinin başında yer alırsa. ( (جاء الذي إنّهُ يحْمِلُ الأخبارَ السارّةِ“Sevindirici haberler getiren kişi geldi” cümlesinde ( انّ ) harfi ( الذي ) ism-imevsûlünün sılası olan ( يَحمِلُ الأخبارَ السارّة ) cümlesinin başında yer aldığı içinkesra okunmuştur

4. Kasemin (yemin) cevap cümlesinin başında yer alırsa. ( (واللهِ إنّ الإيمانَ قُوَّةٌ“Vallahi iman güçtür” cümlesinde ( انّ ) harfi yeminden sonra yeminin cevabıolan ( الإيمانُ قُوّةٌ ) cümlesinin başında yer aldığı için hemzesi kesraokunmuştur.( واللهِ إنّ مَحْمُوداً يَجْلِسُ مَعَ المدُِير الآن ) “Vallahi Mahmut şimdi müdürlebirlikte oturuyor” cümlesi de bu örnek gibidir.

انّ) . 5 ) harfi hal cümlesinin başında yer alırsa. ( أدرَكْتُهُ وإنّهُ يَرْكَبُ الطائرَةَ ) “Onauçağa binerken yetiştim” cümlesinde ( وهو يَرْكَبُ الطائرةَ ) cümlesi hal cümlesidir,bunun başına ( انّ ) harfi geldiği için kesra okunmuştur. ( رَأيْتُ الطلابَ وإنَّهُم يُناقِشونهذا الأمرَ ) “Öğrencileri bu konuyu tartışırlarken gördüm” cümlesi de birinciörnek gibidir.

انّ) . 6 ) harfi ( حَيْثُ ، ألا الاسْتِفْتاحِية ، إذ ) kelimelerinden sonra gelirse. (لا تَجْلِسحَيْثُ إنّ الهوَاءَ بارِدٌ ) “Havanın soğuk olduğu yere oturma” cümlesinde ( انّ ) harfiحَيثُ) ) zarfından sonra gelmiştir. ( ألا إنّ الإسلامَ لَنُورٌ ) “İyi bilin ki İslâm ışıktır”cümlesinde ( انّ ) harfi cümle başında tenbih ve konuya dikkat çekmek içinkullanılan ( ألا ) harfinden sonra gelmiştir. ( تُبْ إذ إنّ اللهَ رَحِيمٌ ) “Tövbe et, ziraAllah çok merhametlidir” cümlesinde ( إذْ ) edatından sonra gelmiştir.

انّ) . 7 ) harfi sıfat cümlesinin başına gelirse. ( زُرْتُ رَجُلاً إنّهُ فاضِلٌ ) cümlesindeانّ) ) harfi sıfat cümlesi olan ( هو فاضِلٌ ) cümlesinin başına gelmiştir. ( اشْتَرَيْتُ كِتاباًإنّ نَفْعَهُ عَظِيمٌ ) “Kesinlikle yararı büyük olan bir kitap satın aldım” cümlesi debirinci örnek gibidir

انّ) ) nin HEMZESİ ŞU DURUMLARDA FETHA OKUNUR;

انّ) . 1 ) harfi fâil konumunda olan cümlenin başında bulunursa. ( (يَبْدُو أنّكَ مُتَأخِّرٌ“Geç kaldığın görülüyor” cümlesinde ( أنّكَ مُتَأَخِّرٌ ) cümlesi ( يَبْدُو ) fiilinin fâilikonumundadır, te’villi hali ( يَبْدُو تَأخُّرُكَ ) şeklindedir. ( (يَسُرّنِي أنّكَ ناجِحٌ في الامتِحانِcümlesi de bunun gibidir.

انّ) . 2 ) harfi nâib-i fâil konumunda olan cümlenin başında bulunursa. يُظَنُّ أنّهُكاذِبٌ ) “Yalancı olduğu zannediliyor” cümlesinde ( أنّهُ كاذِبٌ ) cümlesi ( (يُظَنُّmeçhul fiilinin nâib-i fâilidir, cümlenin te’vili ( يُظَنُّ كِذْبُهُ ) şeklindedir. ( أُخْبِرَ أنّالنّتِيجَةَ حَسَنَةٌ ) cümlesi de bunun gibidir.

انّ) . 3 ) harfi mef‘ûlün bih konumunda olan cümlenin başında bulunursa. ( عَلِمتُأّنَ السّيّارةَ سَرِيعَةٌ ) “Otomobilin hızlı olduğunu öğrendim” cümlesinde ( أنّ السّيّارَةَسَرِيعَةٌ ) cümlesi fiil ve fâilden oluşan ( عَلِمْتُ ) cümlesinin mef‘ûlun bihi olarakgelmiştir. Te’vili ( علِمْتُ سُرْعَةَ السّيّارَةِ ) şeklindedir. ( جَرَّبْتُ أنّ الدّواءَ مُفِيدٌ ) örneği debunun gibidir.

انّ) . 4 ) nin ismi ve haberinden oluşan cümle harf-i cerin mecrûru olarakgelirse. ( لا شكّ في أنّ الأدَبَ واجبٌ ) “Edebin gerekliliğinde şüphe yoktur”cümlesinde ( أنّ الأدبَ واجِبٌ ) cümlesi harfi cerden sonra onun mecrûru olarakgelmiştir. Te’vili, ( لا شَكَّ في وُجُوبِ الأدَبِ ) şeklindedir. ( وَثِقْتُ مِنْ أنّكَ صادِق ) cümleside aynı şekildedir.

“İNNE ve BENZERLERİ'NİN AMEL ETMEMESİ

*“İnne ve benzerleri”ne ( ما الكافّة ) “mâ-i kâffe” veya diğer adıyla “mâ-i zâide”bitiştiği zaman onları amel etmekten alıkoyar. İsimlerini nasb edip haberleriniref‘ edemezler. Bu durumda harfler isim cümlelerinin başına gelme özelliğinide yitirir, fiil cümlelerinin başına da gelirler. ( إنما الحَياةُ طَيّبَةٌ ) cümlesinde ( (إنّharfine ( ما ) bitiştiği için onu amel etmekten alıkoymuştur, bu yüzdenkendisinden sonra gelen ( الحياةُ ) kelimesi onun ismi değil mübtedadır vemerfû‘dur, ( طَيِّبَةٌ ) kelimesi de haber ve merfû‘dur. ( (إنما يَنْجَحُ المجُْتَهِدُونcümlesinde ( إنّ ) harfine ( ما الكافة ) bitiştiği için ( يَنْجَحَ المجُْتَهِدُونَ ) fiil cümlesininbaşına gelmiştir.

ÖRNEK;Ameller ancak niyetlere göredir. . إنّما الأعْمالُ بِالنّيّاتِAncak hırsız cezalandırılır. . إنّما يُعاقَبُ اللصُّ

*Ancak ( لَيْتَ ) ye ( ما الكافّة ) bitiştiği zaman amel etmesi de etmemesi decaizdir. Amel ettiği zaman başına geldiği isim cümlesinde ismini nasbhaberini ref‘ eder, amel etmediği zaman başına geldiği isim cümlesinde birdeğişiklik olmaz, cümlenin ögeleri mübteda ve haber olarak merfû‘ olurlar.

ÖRNEK; Keşke barış bayrağı dalgalansa. . لَيْتَما أعلامَ السَّلاَمِ مُرَفْرِفَةٌ. لَيْتَما أعلامُ السَّلاَمِ مُرَفْرِفَةٌKeşke sevinç sürekli olsa. . ليْتَما السُّرورَ دائِمٌ. لَيْتَما السّرُورُ

Münevver Sayım Hocamızdan ve bu dersi hazırlanmasında katkıları olan herkesten Allah Razı Olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder